12 Şubat 2009

Dirk Vermeiren ve Soul Sendikası

Bir kısmı zorunlu, bir kısmı keyfi olan sessizliği bozmanın vakti gelmiştir. Bu hafta Le Cool'da arkadaşım Dirk Vermeiren'a yaptığım mini röportajın "croplanmış" versiyonu yayınlandı. İşte o röportajın full versiyonu.

dirk

Uzun yıllar anavatanı Belçika'da devlet televizyonu ve radyosu için çocuk programları yapan Dirk Vermeiren, yeniliğe ihtiyaç duyduğu için 2002'de iki aylığına Türkçe dersi almaya geldiği ve aşık olduğu İstanbul'a yerleşti. O zamandan beri Belçika ve Hollanda mecralarına muhabirlik yapan Vermeiren, Türkiye ile ilgili 3 tane kitap yazdı. Mayıs 2008'den beri ise Amerikalı dostu Ansel Mullins ile beraber Açık Radyo'da Soul Sendikası isimli programa evsahipliği yapıyor. Kendilerine has Türkçeleriyle sundukları programda, ilaç gibi olduğunu düşündükleri soul müziğini sevdirmek için geniş arşivlerinden seçtikleri old skool funk, soul, R&B ve gospel'in en güzel örneklerini dinleyicileriyle paylaşıyorlar. Bu şehrin sırrı bana kalsa denize bağlı. Pek çok iyi hatırlıyorum, İstanbul'da ilk geldiğimde tamamen kaybolmuştum. Asya nerede? Avrupa'dayım ya da değil miyim? Bu Haliç mi ya da Boğaz mı ya da Marmara Denizi mi? Bazı İstanbul semtlerinde köy havası vardı, bazı gittiğim semtlerinde çok trendy ve inanılmaz bir snob havası fark ettim. Derken sembol anlamı besbelli: İstanbul şehir olarak bir insanın kimliğini soruşturuyor: sen kimsin? Pek çok İstanbul'a gelen insanlar benim gibi aynı şaşkınlığı yaşıyor bence. Benim İstanbul'um dostlarıma bağlı. İstanbul'da inanılmaz güzel dostlar buldum. Çoğu Türk ya da uzun zamandır İstanbul'da yaşayan ve o yüzden yarım Türk sayabilen yabancılar. Hep yapmak istedim şey Istanbul'da iki deniz manzaralı daireler satın almak. Birinci Avrupa kenarında, ikinci Aysa kenarında. Yani sabah Avrupa'da yaşamak, öğleden sonra Asya'ya taşınmak. Güneş'i takip etmeyi istiyorum. İstanbul bana enerji şarj almak demek. İstanbul varken kimin facebook'a ihtiyacı var?

0 comments: