11 Ekim 2008

Amanda Palmer'ı kim öldürdü?

Photobucket

Hoppili hoppili nereye kadar? Biraz da depresif müzikler dinleyelim. Mesela The Dresden Dolls'dan tanıdığımız Amanda Palmer'ın Eylül ayında yayınladığı yeni albümü Who Killed Amanda Palmer'a kulak verelim. Amanda Palmer'ın görünüşü bana biraz korkunç gelse de sesine ve müziğine hayranım. Albümün hikayesi de şöyle: Bir gün Ben Folds'dan bir fan maili gelir. E-maili gönderenin gerçek Ben Folds olduğunu öğrendiklerinde de yazışmaya başlamışlar ve Yes, Virginia turnesinin Avustralya ayağında da Amanda ile Ben tanışmışlar. Amanda da demiş ben solo piyano albümümü yayınlamayı düşünüyorum, Ben de demiş Nashville'deki stüdyomda beraber yapalım, albümün prodüktörlüğünü de üstlenmiş. Albümün web sitesinde kayıt sürecine ait onlarca fotoğraf var, hatta Amanda'nın barda yorgunluktan sızmış bir fotoğrafı bile var. Sonuç? Tek kelimeyle dört dörtlük bir albüm. Açılış parçasıyla sizi yakalıyor, son parçaya kadar sürüklüyor. Benim favorim Astronaut. Ama en acayip parça şüphesiz Oasis. Albümün tek neşeli tempoya sahip parçasında Amanda bir partiye gittiğini, alkolü su gibi içtiğini sonra tecavüze uğradığını, test yaptırmaya gittiğini, oradaki hemşirelerin kendisine iyi davrandığını, testin pozitif çıktığını, kürtaj yaptırdığını falan anlatıyor. 

Bu arada The Dresden Dolls ile ilgili açıklamada bulunmuş Amanda Myspace'inde. Grup işinin ve karşılıklı iletişimin çok zor olduğunu, bu sebeple de Brian Viglione ile birbirlerini delirttikleri ve hatta aylarca konuşmadıklarını yazmış. Grubun kesinlikle dağılmadığı, sadece biraz kafa dinlemeleri gerektiğini belirtmiş. Yani gelecekte The Dresden Dolls yeni bir şaheser ile karşımıza çıkabilir. 

Depresif müzik demişken, John & Jehn'in The Debut Album'ünü de deneyebilirsiniz. The Donkeys'in Blood Hill ve Interpol'ün Poineer of the Falls parçalarını da (hala dinlemediyseniz) tavsiye ederim.

0 comments: