3 Mart 2008

Justin Long ve house

Bu röportaj 1 Haziran 2008'de yapıldı, Basatap.com'da yayınlandı.

Chicago-house’un öncülerinden Justin Long’u İstanbul’daki performansından önce yakaladık.

Chicago-house müziğinin öncüsü olmak kolay olmasa gerek, bu ünü kazanmak için Justin Long az çalışmamış tabii. Justin DJ'liğe daha sadece 15 yaşındayken başlar. İlk müzikal etkileşimleri Joy Division, Depeche Mode ve Sex Pistols olan Justin, 1988 yılı itibariyle house müziğini WBMX radyosunda keşfeder. 90’ların başında Derrick Carter, Cajmere ve Traxx gibi isimlerle ülkesindeki bazı etkinliklerde DJ'lik yapar. 99’da ise Chicago’nun Q101 Sonic Boom Radio'sunun kurucusu olur ve A.B.D.’deki en uzun süre yayımlanan mix showunu gerçekleştirir, programıyla 70.000 kişilik dinleyiciye ulaşır. A.B.D., Kanada, Meksika ve Avrupa’daki ziyaretlerine devam ederken İngiltere’deki Back to Basics, Sub Club, Sankey’s Soap ve Scuba gibi önemli kulüplerde çalar. Ayrıca ülkesinde kendi plak şirketi .Dotbleep’in gecelerini düzenler, bu gecelerde Traxx, Huggy (UK), Dan X, Natural Rhythm, Paul Woolford ve Lance DeSardi gibi isimler ağırlanır. DJ Dan X’le No Assembly Firm adı altında bir çok çalışmaya imza atar.

Justin Long 1 Haziran’da Funkfield Label Nights kapsamında Crystal’da performans sergilemek için İstanbul’a geldi. Funkfield house müzik plak şirketi olması dışında İstanbul’da böyle organizasyonlara ev sahipliği yapıyor, yakından takip etmekte fayda var, zira Dinamo DJ’lerinden Discourages Ones (aka Gür Özşahinoğlu) ve Uğur Bayram’ın kurduğu ve devam ettirdiği Funkfield’dan yeni haberler kulağınıza gelebilir.

Justin Long performans vereceği gün öncesinde de Dinamo’daki canlı yayın için bir saatliğine stüdyoda  pikapların başına geçti. Onun da öncesinde Dinamo’nun ofisinin bahçesinde yavru kediler peşinde koşan Justin Long’u röportaj yapmak için yakaladım!

MD: Dün gezerken çok sayıda fotoğraf çektiğini duydum. İstanbul’u nasıl buldun?
JL: Evet evet, çok iyi vakit geçiriyorum. Yemekler şahane, İstanbul'un manzarasına bayıldım. Beklediğimden ve kafamda canlandırdığımdan çok daha farklı. 

MD: Sana müzik endüstrisindeki dijital ortamla ilgili fikrini sormak istiyorum. Bildiğin gibi güncel bir konu.
JL: Bu gelecekle ilgili bir konu. Eğer geçmişe, müzik ve kayıt tarihine genel olarak bakacak olursak, her zaman ilerleme görüyoruz. En ilkel kayıttan 8 parçalık kasetlere, plaktan CD’lere ve şimdi de sıra dijitalde. Bu konu sadece ileriye gidişle ilgili. Teknoloji bütün olarak çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Sadece olayların evrimi olarak görüyorum konuyu, olması gerekenler oluyor.

MD: Yeni projelerin nasıl gidiyor? Yeni neler var?
JL: No Assembly Firm için Derrick Carter’ın Beat adlı parçasının remix'ini yeni bitirdik. Şu sıralar solo çalışmalarda pek ilgilenemedim, daha çok DJ’lik yapıp gezerek, label’ımla ve Chicago’daki Smart Bar’da çaldığım gecelerle ilgilenerek geçirdim zamanımı. Ama şimdi stüdyoya geri dönüyorum ve bu çalışmaların sonunda yeni şeyler çıkacak.

MD: Label’ında işler nasıl gidiyor?
JL: Her şey gayet iyi gidiyor ve bundan dolayı çok mutluyum. Çok güzel projelerimiz gerçekleştirdik; Natural Rhythm, Sawtooth Sucka, Swag, Johnson & Heather gibi kayıtlarını yayınlamaktan heyecan duyduğum isimlerle çalışıyorum.

MD: Sound'unu ve stilini nasıl tanımlarsın?
JL: Bilemiyorum, sadece sevdiğim parçaları kapıyorum. Punk rock, hip-hop ve acid house dinleyerek büyüdüm. Müzikteki sınırlamalara bakmamaya çalışıyorum sadece sevdiğim şeyleri çalmaya çalışıyorum. Belirli türlere karşı önyargılı olmamaya çalışıyorum.

MD: Peki Chicago’da ortam nasıl?
JL: Bence Amerika’da ortam büyük ölçüde değişti. Bu 11 Eylül’den sonra oldu, çünkü insanların maddi durumu oldukça etkilendi ve insanlar eskisi kadar kulüp gecelerine dahil olamıyorlar. Ayrıca bir kulübe gitmek ve içmek için en az 21 yaşında olmanız gerekiyor. İnsanların kafaları MTV ve ticari hip-hop ile o kadar çok kirlenmiş durumda ki, 21 yaşında ne duymak istediklerini biliyorlar. Eski köpeğe yeni marifetler öğretmek kolay değil. Ben bunun büyük bir problem olduğunu düşünüyorum, ama Chicago’da underground bir ortamımız olduğunu söyleyebilirim. Chicago’nun güçlü yanlarından biri de orda bulunan mekanımız Smart Bar. Chicago’daki son tutunan underground kulüp denebilir, çok uzun zamandır varlığını sürdürüyor. Çok iyi bir yönetimi var, mekan çok güzel, underground müzik var. Bence house müziğin çok önemli merkezlerinden biri.

MD: Funkfield ile ortak projeler üretmeyi düşünüyor musun?
JL: Evet birlikte bir şeyler yapmak hakkında konuşuyorduk. Gelecek projelerim arasında şu anda. Müziğe inanan daha fazla insana ihtiyacımız var şu anda ve müziği ilerletebilecek. Daha çok farklı ses duymalıyız ve bu anlamda Funkfield’ı pozitif bir oluşum olarak görüyorum.

MD: Şu ara en çok hangi plak şirketlerini takip ediyorsun?
JL: Şu ara Made To Play’i beğeniyorum, sonra Front Room, o da oldukça iyi bir plak şirketi. Mosfeory adlı iyi bir tekno müzik şirketi var. Dirty Birds Amerika’dan iyi bir plak şirketi. Utencil ve kesinlikle Odroy. Şu anda aklıma bunlar geliyor. Bu ara çok fazla alanda müzikler dinliyorum, Beatport’a girip farklı çılgın müzikler buluyorum.

0 comments: